BIR GUN HERKES 15 DAKIKALIGINA BURAYA MOTTO YAZACAK /JUNE 2010

"fenomensin lan sen!"

26 Şubat 2010 Cuma

"kör nokta"larınız itinayla kollanır

"filmlerdeki şu klişeden bıktım usandım. sandra bullock arkadaşları ile yemek yiyor ve sandra'nın afrikalı-amerikalı (pis zenci demiyorum) çocuğa iyi davranışlarını alaycı tavırlarıyla küçümseyen arkadaşlarına "ben sizden değilim, siz nasıl insanlarsınız yahu" bakışları atıyor. ulan gelmişsin 40 yaşına, o yaşına kadar bu hatunlarla takılmışsınız, şimdi nedir yani ben sizden değilim tavırları. sen onlardan değilsen zaten o masada olmazdın. belli ki diğer kadınlar bu küçümseme işinin memuru olmuşlar. sabah 9 akşam 6 insanlarla dalga geçiyorlar (burda başka bi kelime var ama neyse). tek özellikleri zengin kocalarının olması olan kadınlar işte. e sen bu zamana kadar takıl sonra filmde "ulen çok iireç, çok çiikinsiniz" edaları.. yapmayın artık lan bunu film sektörü." okanitto, premiere ,february 2010 (ünlü amerikan sinema dergisi premiere'e verdiğim röportajdan alıntıdır)


filme gelirsek. yavaş başlıyor ama içten içe merak ettiren bir şekilde ilerliyor.. ikilerce klişe var filmde (onlarca yüzlerce gibi ama daha az işte, ikilerce). okula girişinden tut, üvey annesinin arkadaşlarına onun için karşı gelmesinden ve adım adım başarıya ulaşmasını bekletmesine kadar bir çok klişe. hele bir sporcunun en dipten zirveye hikayesi, bilirsin. ama bunları izlerken bile neredeyse hiç irite etmiyor (neredeyse). çünkü hayat bir klişe lan (ne dedim ben).. dünyanın en mutlu insanının nesi ilginçtir ki? böyle yerin dibinden yükseliş hikayesini hep severiz.

*bunlar gerçekmiş

filmin sonu ise bana sürpriz oldu. film resmen based on a true storyymiş hacı.

bolca klişe: evet var.
süpersonik oyunculuk: bolca evet var.
küçük oyuncu: evet var bi pij. ("sırtımı kaşıyın ben de sizinkini kaşıyım" diyen bi pij hem de. işimi görün ben de size çalışayım diyor)
göndermeler, küçük hikayeler: hem de nasıl leziz.
sandra bullock: nefret ederim kendisinden,üzerine bir de çakma sarışın ama hacı o nasıl performans öyle! önce bi şapka alıp sonra çıkarıcam.

*yiğrenç saç

filmin ismindeki hikaye de çok naif. düşünürken bile hafifçe gülümseterek mutlu eden bir hikaye.. umarım kör noktalarınızı kollayan birileri hep olur etrafınızda.

*o yemek sana ne der hacı!

one missisipi:
sandra bullock'un oscar adaylığını precious'dan gabourey sidibe, the last station'dan helen mirren ve an education'dan carey mulligan'ı izledikten sonra değerlendiricem. julie and julia'dan meryl streep'i izledim, ona vermesinler, film çok rezaletti bu nedenle kişisel performans kabul etmiyorum :P


öptm kib bye
itinayla kör noktaları kollayan okanitto

4 yorum:

Allegra'nde dedi ki...

filmin gerçek olduğunu başından biliyordum.a rtık ondan mıdır hassas durumumdan mıdır nedir, tüm film boyunca ağlak ağlak durdum. ama ağlamadım tabii kiiii.

dereotundannefretederim dedi ki...

filmin gerçek olduğunu başından bilmiyordum, bu sefer kaliteli korsandan diil internetten cızzz indirilip birkaç farklı filmle birlikte aynı dvd'nin içinde geldiği için "based on a true story" yazmıoyrdu :))

hassass insan alleee :) ağlamadın gözüne toz kaçtı sanırım

Allegra'nde dedi ki...

valla ağlamadım be. ağlasam söylerdim, yok ya söylemezdim de valla ağlamadım :))

dereotundannefretederim dedi ki...

evet belli hassas dönemdesin bi karar veremedin bak :) hakkı mı geliyodu yahu unuttum ben ? :)